Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham'ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Tasarımın konsepti gözetlemeye izin verir. Şöyle ki; bütünü gözlemlemek anlamına gelen bu tasarım birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kuruluydu.
13 Aralık tarihli The Ekonomist, Türkiye üzerine bir değerlendirme yaptı. Yazının başlığı “Turkey’s economy has improved, but its foreign policy is still messy”. Türkçesi “Türkiye’nin ekonomisi gelişti, ancak dış politikası hala dağınık”. Seçimlerin ardından Erdoğan’ın mesajlarını; “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim sonrası dönüşü ancak bu kadar ileri gidiyor” şeklinde değerlendiriyor.
Öyle gizli saklı bir istek yok! Aleni olarak, ‘bizim kontrolümüzde değilsiniz ve yabancı sermaye beklentiniz bu gidişle hayal ötesi’dir. Türkiye’de ‘batı kafalı’ ekonomist geçinenler ki aralarında Mahfi Eğilmez, Özgür Demirtaş gibilere göre (düşük faiz, baskılı kur (2020-22) dönemini kast ederek eleştirilerine göre yabancı sermayenin gelmesini istiyorsak faizleri artırmak durumundayız. Aslında Mahfi hoca ve Demirtaşgillere göre yabancı sermayeyi çağırmanın önemli yolu İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden kabulü gerekiyor. Ardına hukuk falan ekleseler de LGBT gibi sapkınlıkların içine gizlendiği İstanbul Sözleşmesi gelişmenin anahtarı.
Ama gelin görün ki, adamların beklentisi tam bir teslimiyet.
The Economist bunu aleni olarak belirtiyor. Yazıda yeni ekonomi yönetiminin doğru işler yaptığının altı çiziliyor. Fakat bir amaları var. “Türkiye ekonomisi doğru yolda ama Recep Tayyip Erdoğan Batı'yla yeni sorunlar yaratmaya çalıştığı sürece uzun vadeli yatırımcılar geri dönmeyecek. Ülkede siyasetin ekonomiyi takip etmesi gerekiyor”
Panoptikon’un işler olması gereiyor!
Jeremy Bentham, panoptikon kavramını dönemin (18-19. asır) İngiltere’sindeki kurumlara önerdiği proje için kullanmıştır. Bu projede, bir daire şeklinde olan hapishanede/devlet dairesinde tam ortada müdür bulunmaktadır. Bu sayede müdür herbir mahkumu/çalışanı gözleyebilir, gözlemese bile; mahkumların görülebileceği duygusu nedeniyle davranışlarını kurallara uygun yapmasına sebep olur. Yani panoptikon, modern bir hapishane modelidir.
Başka bir panoptikon itirafı Türkiye yanlısı konuşuyor görüşleri arasında AB Yüksek Komiseri Borrell açılıyor. 1.5 ay önceki AB otoromunda Borrell: "Türkiye hemen hemen her çatışmada önemli bir rol oynuyor. Türkiye'yi Libya'da görüyoruz, Türkiye'yi Somali'de görüyoruz. Hatta Türkiye'nin Venezuela meselesiyle ilgilendiğini bile görüyorum. Peki nasıl olmasın, Türkiye Ortadoğu Barış Süreci'nde rol oynayabilir. Filistinlilerin davasını güçlü bir şekilde destekleyen konumunu biliyoruz. Biz de Türkiye ve bölgedeki ilgili tüm aktörlerle temasa geçmeye hazırız. Müslüman ve Arap dünyasının temsilcileriyle görüşüyoruz. Ayrıca Türkiye ile, hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliği'nin desteklediği İki Devletli çözüme yol açacak siyasi müzakerelerin yolunun nasıl olabileceğini görüşmeye hazırız".
Borrell, İsrail zulmü için açık tavırdan kaçınırken, aynı oturumda Rusya’ya ambargo konusunda da Türkiye için yanımızda değil ifadesini kullanıyor.
Ağzımızla kuş tutsak dahi, BATI’ya bağımlı olmadığımız sörece kıymetimiz yok, bilesiniz istedim.