Strateji uzmanlarına göre ekonomik sıkıntıların büyümesi savaşların habercisi. 3. Dünya Savaşı beklentileri, Nükleer (dünyanın sonu) gibi varsayımlar yapılıyor. 1. DS ve 2. DS’nın çıkış sebebi ekonomik krizler. 3. DS de yaşanacaksa kriz sonucunda olacaktır. Endişe ise Nükleer bir savaş ile dünyada hayatın sona ereceği beklentisi.
Dünya ekonomik krizinin şeklini KOVİT salgını belirledi. Devlet üstü güçlerin şekillendirdiği salgından ABD’ye yerleşik büyük aileler servetlerini katlayarak çıkardılar. Ukrayna’yı NATO’ya alma operasyonu adıyla Rusya’nın saldırısına ayak hazırladılar. Ukrayna – Rusya savaşı 3 yılı doldurdu.
Savaş yoğun olarak Avrupa’yı vurdu. Rusya’dan en ucuz doğal gaz alan Almanya’da sanayi çöküşün eşiğinde, Fransa ve İngiltere krizin en yoğun hissedildiği ülkeler.
WSJ Makalesinin başlığı ilginç; "IMF, Sri Lanka'yı Kurtarabilir ama Fransa ve İngiltere'yi Değil..."
Makalede, “Avrupa'nın ekonomi lokomotifi olan Almanya, Fransa ve İngiltere'nin ekonomileri için çanlar çalıyor... Kamu borç stokları sürdürülebilir olmaktan çıkmış durumda.
Kötü haber Avrupa: Uluslararası Para Fonu sizi kurtaramayacak. Yaz sonu, Atlantik'in diğer yakasında tuhaf bir olguyu beraberinde getiriyor: Batı Avrupa ekonomileri için IMF kurtarma paketleri hakkında spekülasyonlar. Bu sefer odak noktası Birleşik Krallık ve Fransa. Geçen hafta, İngiliz ekonomistler Londra'nın yakında dış kurtarma gerektirecek bir ekonomik krizle karşı karşıya kalabileceği konusunda alarm verdi. Geride kalmamak için, Fransa Maliye Bakanı Eric Lobbar da bu hafta ülkesinin de yardıma ihtiyacı olabileceği konusunda uyardı.”
IMF kurtarır mı?
Britanya için bu tanıdık bir durum. 1976 gibi yakın bir tarihte IMF'den borç almaya zorlanan İngiltere, bir uzman ülkenin sürdürülemez bir mali veya ekonomik yolda olduğu konusunda uyardığında ara sıra küçük çaplı ahlaki krizler yaşıyor. Fransa ise bu konuda daha yeni olmasına rağmen, pervasızca atılıyor. Bay Lombard, iki ay içinde Fransa için bir IMF paketi ima eden ikinci yetkili; Maliye Bakanı Amelie de Montchalin bu fikri Haziran ayında gündeme getirmişti.
Acil engel
“Bu fikri, ortaya atanlar da dahil olmak üzere, ciddiye alan birine inanmak zor. Karşılaşılan en büyük engel ölçek. Dünyanın sırasıyla altıncı ve yedinci büyük ekonomileri olan İngiltere ve Fransa, IMF veya başka bir kuruluş tarafından kurtarılamayacak kadar büyük.”
IMF, Sri Lanka veya Pakistan gibi ülkelere sınırlı bir istikrar sağlamak için fazlasıyla yeterli olan yaklaşık 1 trilyon dolarlık toplam kredi kapasitesine sahip olduğunu belirtiyor. Avrupa'nın bugüne kadarki en büyük kurtarma paketi olan Yunanistan, beş yıl içinde toplam 326 milyar avroya ulaşan bir dizi büyük kurtarma paketinin parçası olarak IMF'den doğrudan yaklaşık 32 milyar avro (bugünkü döviz kuruyla yaklaşık 37 milyar dolar) aldı. Bunu, 2,8 trilyon sterlin (yaklaşık 3,8 trilyon dolar) olan İngiltere'nin mevcut kamu borcu ve 2,7 trilyon avro (yaklaşık 3,1 trilyon dolar) olan Fransa'nınkiyle karşılaştırın.
Gerçek sorun
İngiltere ve Fransa bir likidite sorunuyla karşı karşıya değil. Bir ödeme gücü sorunuyla karşı karşıyalar. Gelecekteki yükümlülükleri, özellikle beklenen sosyal harcamalar ve emeklilik ödemeleri şeklinde, bunları karşılayacak geliri sağlayabilecek gerçekçi ekonomik büyüme tahminlerini fazlasıyla aşıyor. Bu durumun her iki ülkede de gerçek bir temerrüt krizine yol açması pek olası değil, çünkü borçları için her zaman bir pazar olacak. Yatırımcılar, bu bütçe açıklarını finanse etmek için rahatsız edici derecede yüksek bir prim talep edecekler. (Kaynak: https://www.tovima.gr/print/the-wall-street-journal/to-dnt-mporei-na-sosei-ti-sri-lanka-oxi-ti-gallia-kai-ti-vretania/)
Türkiye’ye biçtiği kaftanla sık sık Erdoğan’ın eleştirisine uğrayan Fitch, geçtiğimiz ay Fransa'nın kredi notunu düşürdü. Yıllar içinde değişim: 2013 : AAA → AA+ 2014 : AA+ → AA 2023 : AA → AA- 2025 : AA- → A+
Kötü haberler Almanya’dan da geliyor. Binlerce iflas haberleri ve dünya çapında yeri olan Bosch ve Volkswagen’in yıl sonuna kadar, 55.000 kişiyi işten çıkarıyor.
Avrupa’nın ekonomik krizinin Türkiye’yi etkileyeceği de unutulmamalı. Çünkü en yüksek ihracatı Avrupa’ya yapıyoruz.