Samuel Doveri Vesterbye Avrupa ve AB nazarında önemli bir analizs ve strateji uzmanı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump’un Beyaz Saray’daki görüşmelerini değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Analizin Başlığı “Erdoğan-Trump Beyaz Ev’de: Türkiye ne istiyor? ABD ne veriyor?” Analiz içerideki muhalif saçmalıklarıyla uzaktan yakından ilgili değil. İktidar taraftarı medyadan da çok farklı bir bakış açısı sunuyor.
Vesterbye, “Erdoğan ve ekibi iyi stratejistler.” Diye başlayan cümlelerine, “Türkiye 'in Avrupa ve Asya'daki toprak konumunun önemini" anlıyorlar. Ayrıca Ankara'nın "Büyük Bir Anlaşma" teklif edilene kadar en uzun süre tarafsız kalması gerektiğini de biliyorlar. Ayrıca sabırlı olmayı da göze alabilirler, çünkü Türkiye savaşta test edilmiş bir orduya ve küresel çapta bağlantılı bir sanayiye; çok sayıda enerji kaynağına ve “birçok ittifaka” sahip.
Belki Trump Türkiye'ye "Büyük Bir Anlaşma" teklif eder, ancak Erdoğan kabul edecek mi? ABD'nin güvenilirliği son on yılda zarar gördü. Ankara, yalnızca F-35'lerden ve yaptırımların kaldırılmasından (CAATSA) oluşan bir Trump teklifiyle "yetinmek" istemeyebilir”.
Vesterbye, Trump Erdoğan'dan ne isteyecek? Sorusunu sorup, Türk Nükleer Santrallerinde işbirliği önerip (Akkuyu ve Sinop) ABD’nin tercih edilmesini, S-400'lerden kurtulmasını ve Türkiye'nin daha az Rus gazı ithal etmesini istediğinin altını çiziyor. Türkkiye’nin ABD ile enerji ve Nükleer alanında imzalar attığını biliyoruz. Fakat bu imzaların Akkuyu NGS’de Rus işbirliğini engeller görünmüyor. Vesterby, “ikinci olarak, ABD, Türkiye’nin elektrikli araçlar, enerji, makine, elektronik, bakır, çelik ve demir dahil olmak üzere Çin'den ayrılmasını istiyor. Üçüncüsü, ABD Türkiye'nin İsrail'le Suriye ve füze menzilleri konusunda anlaşmasını istiyor, bu da Netanyahu'nun Suriye'nin önemli bir kısmını kontrol etmesine izin vermek anlamına geliyor.” tespitini yapıyor.
Vesterbye yine “ABD Ankara'nın "IMEC koridorunu, yani Suudi Arabistan - Hindistan – İsrail - Kıbrıs boyunca altyapı, ulaştırma, inşaat ve ticareti kabul etmesini istiyor. Washington ayrıca Türkiye'nin Israil in Filistin / Gazze’deki planlarını kabul etmesini istiyor, bu da IMEC'i kolaylaştıracak ve İsrail'e tüm Filistin, Lübnan ve Suriye'nin önemli bir kısmı dahil olmak üzere bölge üzerinde tam kontrol sağlayacak. Dördüncüsü, ABD ayrıca Türkiye'nin Afrika'da, özellikle Rusya ve daha önce Fransa ile taşma yaşanan bölgelerde top oynamasını istiyor.” yorumunu yapıyor. (Kaynak:Samuel Doveri Vesterbye @SamuelJsdv)
Vesterbye, CAATSA yaptırımları ile Türkiye’nin 9 milyar dolara mal olduğunu ve Türkiye için küçük bir rakam olduğuna işaret ediyor. Vesterbye göre asıl ödül teknoloji transferi ve askeri üstünlükler. Yine F 35’leri teslim almak, Ankara'nın Kafkasya, Suriye, Irak ve -daha da zor olsa da- Orta Asya'daki varlığını pekiştirmek. Halkbank davasının düşürülmesi gibi.
Vesterbye, Türkiye'nin muhalefetinin iddialarının Trump ve ABD’nin yalnızca "ulusal işlerini ve ulusal güvenlik çıkarlarını" önemseyecektir. “Trump, Türkiye'nin iç meseleleriyle (örneğin laiklik, din, yargı vb.) ilgilenmiyor. Peki Erdoğan bu teklifi kabul edecek mi? Mümkündür, ancak garantisi yoktur.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Vesterbye, “Ancak gerçek daha karmaşık. ABD'nin güvenilirliği düşük ve Rusya-Çin iş birliği, Hindistan'ın pozisyonuna dair belirsizlikle birlikte artıyor. AB askeri harcamalarını ve harcamalarını artırırken daha bağımsız (ve içe dönük) hale geliyor. ABD mesafeli, çıkarcı ve tutarsız bir müttefik olarak görülüyor. Bu durum Erdoğan'ı "sürekli korunma stratejisini" sürdürmeye, Almanya'dan ve Fransa'dan yeni teklifler aramaya, Rusya'yla ve Çin'le veya diğer uluslararası aktörlerle flört etmeye itebilir. Gerçekçi olmak gerekirse (ancak) Türkiye Erdoğan'ın Trump'la görüşmesinin ardından muhtemelen belirli sonuçlar arayacaktır” (Kaynak: Samuel Doveri Vesterbye/Yönetmen / @ENC_Europe / | AB'nin ???????? Doğu Kanatlarındaki Güvenlik Tehditleri (Palgrave: Londra) kitabının yazarı | #OrtaAsya #Kafkasya #Türkiye #MENA #Balkanlar) uzmanı.
Trump’un Erdoğan’a duyduğu saygı önemli, daha önemlisi Türkiye’nin bölgede oynadığı rol ve güçlü yapısı. ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yaptırımların kaldırılması önemli olacaktır, teknoloji transferi ise apayrı bir kapı açabilir. Gelişmeleri izlemek ve gelişen sonuçlar üzerinden daha sağlıklı değerlendirme yapmak mümkün olacaktır. Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz alımını sonlandırması ise gereksiz bir beklenti. Hatta Türkiye’nin biten doğalgaz alım sözleşmesinin yenilenmesi noktasında elinin daha güçlü olduğunu ve daha avantajlı fiyatlardan Rusya ile yeni gaz anlaşması yapma ihtimali yüksek görünüyor.