Tesadüf diyebilirsiniz. Önce Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer Ankara’yı ziyaret etti. Malum uçak alımı mevzuu ön plana çıktı. Erdoğan Starmer görüşmesinde başka neler konuşuldu, medyaya sızan bilgi yok. Ardından Almanya Şansölyesi Joachim-Fredrich Martin Josef Merz geldi. İki başbakanda hukukçu, bu ortak noktalarının dışında Ankara ziyareti için ortak noktaları neler, irdelemek gerekiyor.
Bu iki ziyaret öncesi ve sonrası iç siyasette bazı denemeler de dikkat çekici. Sosyal medya üzerinden bir ısınma dikkat çekiyor. Ahmet Hakan, Hürriyet gazetesindeki köşesinde Ali Babacan için CHP ittifakı yerine Ak Partiye katılmasının mantıklı olduğunu yazdı. Ersoy Dede, “Babacan için doğru adres CHP değil, AK Parti’dir” başlıklı bir yazı kaleme aldı, Diriliş Postası’nda. Başka isimlerden de geldi aynı ısındırma. Ersoy Dede X hesabından bir anket yaptı; “Sadece bir kişilik yer var” deseler hangisi hükümete katılsın, AK Parti’ye geri dönsün dersiniz? - Ali Babacan - Ahmet Davutoğlu - Abdullah Gül”
İster istemez, hayırdır ne çeviriyorsunuz diye sormak gerekmiyor mu?
Erkan Mumcu, bir internet gazetesine yaptığı açıklamalarda Abdullah Gül’ün bir operasyon sonucu Cumhurbaşkanlığı adaylığının dayatıldığını aktarmıştı. Gül için “Kraliçenin gülü” ifadesini kullanıyordu o röportajda. Mumcu’nun iddiaları doğruysa ki ciddi emareleri var Recep Tayyip Erdoğan’ın Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına sıcak bakmadığını, bir tür mecburiyet karşısında Gül’ün elinin kaldırıldığı iddialarında bulunmuştu.
Abdullah Gül’ün gerek Cumhurbaşkanlığı dönemi ve sonrasında Erdoğan ile gizli bir çatışma içerisinde olduğu sürekli dillendirildi. Hatta muhalefetin, yani şu 6 + masanın adaylığı için çalışmalar dahi yapılmıştı. O süreçte Ali Babacan’ın (Ak Parti içerisinde olduğu halde, Gül’e destek verdiği unutulmamış olsa gerekir).
Alametifarikaları nedir?
Çok garip deva partililer Ali Babacan’ın geleceğini ısrarla iddia ediyorlar. Ahmet Davutoğlu da cumhurbaşkanı yardımcılığı teklif edilirse hayır demeyeceğini beyan ediyor. “Buradan ilan ediyorum bana da cumhurbaşkanı yardımcılığı teklif edilirse ben de hayır demem”
Söylentiler ve söylemler, iki ismin Ak Parti’den ayrıldıktan sonra ilk kez Külliye ‘deki kabul törenine (resepsiyon) katılmalarıyla başladığını düşünmüyorum.
Bunun bir arka planının olması gerekiyor.
Ahmet Davutoğlu da Ak Parti için: Gelin şu devleti restore edelim denirse tereddüt etmem.
Ali Babacan: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatan sevgisi ve Allah inancından şüphem yok.
Ahmet Davutoğlu: Devlet darda gelin derseler tereddüt etmem
Ahmet Hakan: BABACAN: Gitgide daha çok muhalefetten uzaklaşıyor, iktidara yakınlaşıyor.
Kim pişiriyor?
Gazeteci Osman Diyadin X hesabından yaptığı değerlendirmede, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın AK Parti’ye yeniden dönmek için işaret fişeği atmasının arkasında AK Partide kimler var!” sorusunu sordu. “AK Partide önemli bir isim ve bir grup arkadaşlarının olduğu iddiaları var ki kulislerde o isimler konuşuluyor. Bu hamlenin Cumhur ittifakının altına dinamit koymak olacağını bilmiyorlar mı? Bu hamle MHP’yi tahrik değil mi?” sorularını sorup, “Zaten AK Partide MHP ile yapılan ittifaka karşı hoşnut olmayanların varlığı baştan biliniyor. Gerek Davutoğlu’nun gerek Babacan’ın Devlet Bahçeli’ye karşı saygısızca tavırlarını hep gördük. Bahçeli “ Serok Ahmet” yakıştırması kime yapmıştı? Yani diyeceğim şu.. Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasına nifak tohumu atmak, ittifakı dağıtmak isteyenler şimdide bu yolu deniyor! Peki.. Başkan Erdoğan Davutoğlu ve Babacan’a geri dönüş yolunu açar mı?”
Bu soruları ve gelişmeleri birde İngiliz, yani Birleşik Krallık Başbakanı Starmer ile Alman Şansöyle’nin valizle algı görüntüleriyle okuyup değerlendirmek gerekiyor.