“Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.” (Mücâdele 14)
Mücadele suresinin 15-21 arası ayetleri, 14. ayetin bir açıklaması olarak ifade buyurulmuştur. Ayetlerde bahsedilen, Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinmek, yalan yere yemin etmek, Allah’ın yolundan alıkoymak gibi davranışlar, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal düzende (siyaset, ekonomi) bozulmaya ve ahlaki çöküşe neden olan eylemler olarak de ele alınabilir. Şimdi Mücadele suresinin 15-21 ayetlerine bakalım:
“Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Gerçekten onların yaptıkları şey çok kötüdür!
Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah’ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.
Onların malları da oğulları da Allah’a karşı kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır.
O gün Allah onların hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O’na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar.
Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar.
Allah’a ve Peygamberine düşman olanlar, işte onlar en aşağıların arasındadırlar.
Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.”
Görüldüğü gibi, ayetler, insanların inanç karşısındaki davranışlarını ve sonuçlarını göstermektedir Ayetlerin içerdiği mesajlar, bozuk inanç sahiplerinin özelliklerini şu şekilde göstermektedir:
Yalan silahlarıdır: Bu tip insanlar, fitne çıkarmak için her türlü yalanı söyler. Bu durum, insanla insan arasında olduğu gibi, insanla inançlar arası ilişkilerde kendini gösterir. Haliyle bu münafık tiplere karşı dikkatli olunması gerektiğine de ayetler dikkatimizi çeker. (İslam ise, yalanın her türüyle mücadelenin önemini vurgular.)
Yeminleri tuzaktır: ikiyüzlüler, Allah’ın yolundan insanları alıkoymak için yalan yemini bir kalkan olarak da kullanırlar ki, Allah, bunların küçük düşürücü bir azaba maruz kalacaklarını bildiriyor. Bu ceza, her türlü kötülüğün, sonuçları itibariyle hem bu dünyada hem de ahirette kabul edilemez olduğunu vurgular.
Mal ve Evlattan fayda görmeyecekler: Ayetler gösteriyor ki yanlış yolda olanların malları ve oğulları, Allah’a karşı kendilerine bir fayda sağlamayacak. Bunlar, cehennemde ebediyen kalacaklar. Bu, manevi değerlerin maddi kazançlardan daha önemli olduğunu hatırlatır.
Dirilecek ve gerçek yüzleriyle yüzleşecekler: Kıyamet günü, Allah insanları yeniden diriltecek: dünyada yalan yere yemin edenler, ahirette de benzer bir davranış sergileyerek, karakterinin yalanla yoğrulduğunu bir kere daha gösterecekler.
Şeytanın Yandaşıdırlar: Bu tıynettekiler şeytanın yandaşlığını tercih etmişlerdir, görecekleri muamele de bu hallerini uygun olacaktır.
Sonuç: Allah’a ve Peygamberine düşman olanlar, toplumda en aşağı konumdaki kimselerdir, onlar çok tanınmış birileri de olsalar. Öte yandan ayetler öğretir ki; Allah’ın elçileri her türlü zorluk ve engelle karşılaşsalar dahi, sonunda galip gelecek onlarındır.