“Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir.” (Mücâdele 1)
“Vasiyeti duyduktan sonra değiştiren olursa şüphe yok ki bu işin vebali, ancak değiştirenedir. Muhakkak ki Allah, her şeyi duyar ve bilir.” (Bakara 181)
“Andolsun ki Allah yoksuldur, biz zenginiz, diyenin sözünü işitmiştir Allah. Ne söyledilerse onu da yazacağız, peygamberleri haksız yere öldürmelerini de ve diyeceğiz ki: Tadın yakıcı kavurucu azabı.” (Al-i İmran 181)
İslam inancında Allah’ın her şeyi işiten ve bilen olduğuna dair inanç, Kuran’ın birçok ayetinde vurgulanır. Allah es-Semi’dir; insanların ve tüm varlıkların dileklerini, ihtiyaçlarını ve hatta fıtratlarındaki taleplerini işitir. Allah sadece insanların seslerini değil, aynı zamanda onların içsel ihtiyaçlarını da duymaktadır. Bu, Mücâdele Suresi’nin ilk ayetinde ve Bakara Suresi’nin 181. ayetinde dile getirilir. Ayrıca, Âl-i İmrân Suresi’nin 181. ayeti, Allah’ın insanların sözlerini işittiğini ve gereği gibi muamele ettiğini ifade eder. Bu ayetler, Allah’ın kapsamlı işitme yetisinin, sadece sözleri değil, aynı zamanda insanların ve diğer canlıların fıtratlarında yer alan ihtiyaçları da içerdiğini gösterir.
Bir benzetme: Teknoloji ve İlahi İşitme
Teknoloji, özellikle internetin evrenselliği, insan ihtiyaçlarına nasıl hızla yanıt verdiğini ortaya koyar. 2024 itibarıyla, dünya genelinde 5.35 milyar internet kullanıcısının olduğu, bu kullanıcıların her birinin günde ortalama yedi saatini çevrimiçi geçirdiği bir gerçektir. Bu, internetin, milyarlarca insanın taleplerini nasıl “duyduğunu” ve karşıladığını göstermektedir. Bu, ilahi işitme ile benzer bir yapıyı andırır; tıpkı internetin kullanıcı taleplerine hızla yanıt vermesi gibi, Allah da tüm varlıkların, içsel ve dışsal ihtiyaçlarını anında işitir ve en uygun şekilde karşılık verir.
Ancak, internet ile Allah’ın işitme sıfatı arasında önemli farklar vardır. İnternet, insan eliyle yapılmış ve yalnızca insan girdilerine tepki veren bir teknolojidir. İçsel duyguları veya doğal ihtiyaçları “duyamaz” ya da anlayamaz. Buna karşın, Allah’ın işitme sıfatı, her türlü sözü, duayı ve varlıkların doğasındaki ihtiyaçları kapsar. Bu, Mücâdele, Bakara ve Al-i İmran surelerinde vurgulanan bir gerçektir; Allah her şeyi işiten ve her şeyi bilendir.
İslam’da Allah’ın işitme sıfatı, O’nun yaratılmış her şeye olan sonsuz ilgisi ve şefkatini simgeler. Müminler, Allah’ın, seslerini ve kalplerindeki sessiz çığlıkları duyduğunu bilir. Bu bilgi, onların Allah’a olan bağlılığını ve O’na yakınlaşma arzularını güçlendirir. Allah’ın isim ve sıfatları, bu ilişkinin derinliğini ve kapsamını ifade eder; her istek ve dua, Yaratıcı’nın cevabı olarak kabul edilir.
Sonuç: Teknoloji, bize ilahi sıfatları anlamada yardımcı olabilir ancak asla tam anlamıyla karşılaştırılamaz. Allah’ın her bir varlığın ihtiyacına anında işitip cevap verme sıfatları, O’nun sonsuz bilgi ve şefkatinin bir göstergesidir. Kullandığımız mecaz, inancımızı ve anlayışımızı derinleştirirken, teknolojinin sınırlarını da hatırlatır.
Sayın Yazar, teknoloji iyi güzel de bizim bu teknolojiye katkımız ne ?.. Koskocaman bir hiç. Elin gâvuru geceyi gündüze katsın çalışsın biz de onların pazar kolonisi olarak milyar dolarları verip alıp kullanalım he !.. oldu mu hiç olmadı. Ülke olarak bizim bir markamız yok, neden niçin?.. teknolojiyi icat eden üniversitelerdir. Üniversiteler teknolojinin üretildiği yerlerdir. Bizim üniversitelerde böyle bir şey var mı?.. Yok yok. Peki 203 üniversite neden KDV'si yüksek teknolojik eserler üretemedi ?.. tabi ki bu çalışma ister, o da bunlarda yok, yok. Yüksek maaşlar, lüks araçlar, lüks giyim kuşam, lüks yemeler, tam bir saltanat sürüyorlar. Neden teknoloji üretsinler ki. Kimse de bunlara hesap sormuyor, soramiyor. Nöbel ödülü alan bir akademisyen var mı ?.. Yok, yok. Onlarca yok var. Bir tane var yok. Ama bu fakir milletin parası neden böyle çar cur ediliyor. Bunu da soran yok. Böyle olunca da bizler daha çok teknoloji sayıklarız. Selamlar.