Tevhid nedir?
Bir önceki yazıda maddi ve manevi bakışa vurgu yaptık: Evrenin ve içindekilerin mükemmel düzeni ve uyumu, yalnızca tek bir yaratıcıya, Allah'a işaret eder ve bu, Hz. Âdem’den (as), Hz. Muhammed (sav)’e kadar gelen İslami inanç sisteminin temeldir. Kur’an gösterir ki, her varlık ‘La ilaha illallah’ damgasıyla etiketlenmiştir; bu etiket Tevhidi vurgular.
Ramazan Sohbetleri adı altında yazdığımız bu ikinci yazıda evrenin mükemmel düzeni ve içinde yer alan varlıkların uyumu üzerinden İslami inancın temel prensiplerinden biri olan Tevhid inancını ele alıyoruz:
Bu kâinat, varoluşundan itibaren sürekli bir düzen içerisinde, her bir parçası birbiriyle uyumlu bir şekilde işlerken, bu mükemmel uyum tek bir yaratıcının varlığına ve tekliğine dair somut kanıtlar sunar. Evrenin ve canlıların varlığı, atomik seviyeden başlayarak yaşamın her alanına kadar uzanan bir düzeni ve amaçlı bir yaratılışı gösterir. Her detay, bir ustasının eseri olarak karşımıza çıkar; zira her eser bir amacı, her amacın gerçekleşmesi ise bir faili gerektirir. Bu fail, yani yaratıcı, eşsiz bir varlık olan Allah'tır. Kur’an-ı Kerim'de belirtildiği üzere, her varlık "La ilaha illallah" ilkesiyle mühürlenmiştir, yani her şey Allah'ın varlığını ve birliğini teyit eder.
Evrende gözlemlenen düzen, sadece gözle görülen maddi yönüyle değil, aynı zamanda canlıların yaşamları üzerine kurulu İlahi yasalarla da kendini gösterir. Bu yasalar, Allah'ın isim ve sıfatlarının bir yansımasıdır. Örneğin, güneş, Allah'ın en-nur ismini; meyve ağaçları ve denizlerdeki balıklar, Allah'ın rızık veren sıfatını temsil eder. İnsanların serbest iradeleriyle yaptıkları seçimler de Allah'ın farklı isim ve sıfatlarının tezahürleri olarak gerçekleşir.
Ancak, evrenin bu mükemmel düzenini sadece maddi bir bakış açısıyla değerlendirmek eksik kalır. Maddi dünyanın ötesinde, her varlık ve her olay, Allah'ın varlığını ve birliğini ifade eden manevi bir boyut taşır. Bu, evrenin sadece bir yaratıcı tarafından yönlendirildiğini ve bu yaratıcının eşsiz olduğunu gösterir.
Bilim ve teknoloji, evrenin işleyişi hakkında her geçen gün yeni bilgiler sunsa da, bu bilgiler yalnızca Allah'ın yaratmasındaki mükemmelliği daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Örneğin, gökbilim yasaları veya biyolojik süreçler, evrenin ve canlıların var oluşunun arkasındaki İlahi planı gösterir. Bu yasaların varlığı, yaratılışın rastgele bir olay olmadığını, her şeyin bir amaç doğrultusunda yaratıldığını ve bu yaratılışın bir Yaratıcı tarafından yönetildiğini kanıtlar.
Son olarak, evrenin ve içindeki hayatın mükemmel düzeni, sadece Allah'ın varlığını ve birliğini kanıtlamakla kalmaz, aynı zamanda hayatımız üzerinde uygulamamız gereken temel prensipleri de bize öğretir. Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu, düşüncelerimizin ve eylemlerimizin çevremizi nasıl etkilediği, her eylemin bir tepki doğurduğu gibi evrensel yasalar, Allah'ın yaratılışındaki derin bilgeliği ve adaleti yansıtır.
Bu yazıda, İslam inancının temel bir prensibi olan Tevhid inancının, evrenin mükemmel düzeni üzerinden nasıl anlaşılabilir olduğunu ele aldık. Umarız bu bilgiler, okuyucularımızın konuya dair bilgisini artırır ve daha fazla araştırma yapmaya teşvik eder.